Perşembe, Ağustos 10, 2006

Bu Molla Kasım acep, Şahin Tekgündüz m’ola?

Bir önceki postada bildirmiştim, Şahin Tekgündüz bazı bloglardaki dil ve imla özensizlikleriyle ilgili zehir zemberek bir yazı kaleme almış, bu yazıya A. Selim Tuncer, “Çocukların hevesi ve heyecanı kırılmasın!” anlamına gelecek bir yorum yapmıştı. Şimdi de bloğunda “Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme!” başlıklı bir yazı yazarak Yunus Emre-Molla Kasım söylencesini hatırlattı. Konuyla ilgisi var mıdır, çok emin değilim, ama ben bu Molla Kasım benzetmesinin sanki Şahin Tekgündüz için yapıldığı kuşkusuna kapıldım. Biliyorsunuz kuşkularım genelde doğru çıkar. Ne dersiniz?

Yok yok, değildir herhalde!

3 yorum:

Şahin Tekgündüz dedi ki...

Malum Münafık, sana yanıtım Yunus'tan...

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi hakkı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer hak bilmez isen
Abes yere yelmektir

Dört kitabın ma’nisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Ma’nisi ne demektir

Yunus emre der hoca
Gereksi bin var hacca
Hepisinden eyice
Bir gönüle girmektir

Adsız dedi ki...

Benim yanutum da Yunus’tan...

ÇIKDUM ERİK DALINA

Çıkdum erik dalına
Anda yidüm üzümi
Bostan ıssı kakıyup
Dir ne yirsin kozumı

Agrılık yaptı bana
Bühtan eyledim ana
Çerçi de geldi eydür
Kanı aldın kızumı

Kerpiç koydum kazana
Poyrazıla kaynatdum
Nedür diyü sorana
Bandum virdüm özini

İplik virdüm çulhaya
Sarup yumak itmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsün alsun bezini

Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yükledüm
Çift dahı çekemedi
Şöyle kaldı kazanı

Bir sinek bir kartalı
Salladı urdı yire
Yalan değül gerçekdür
Ben de gördüm tozını

Bir küt ile güreşdüm
Elsüz ayağum aldı
Güreşip basamadum
Köyündürdü özümi

Kaf dağından bir taşı
Şöyle atdılar bana
Öğlelik yola düşdi
Bozayazdı yüzümi

Balık kavağa çıkmış
Zift turşusın yimeğe
Leylek koduk toğurmış
Baka şunun sözini

Gözsüze fisıldadum
Sağır sözüm işitmiş
Dilsüz çağırup söyler
Dilümdeki sözümi

Bir öküz boğazladum
Kakıldum sere kodum
Öküz ıssı geldi eydür
Boğazladun kazumı

Bundan da kurtulmadum
Nidesini bilmedüm
Bir çerçi geldi eydür
Kanı aldun gözgümi

Tospağaya sataşdum
Gözsüz sepek yoldaşı
Sordum sefer kancaru
Kayseri ye azimi

Yunus bir söz söyledün
Hiçbir söze benzemez
Münâfiklar elinden
Örter mânî yüzini

Adsız dedi ki...

Ne güzel malum muhalifi de muhalifin muhalifi de şair tebrik ederim