Perşembe, Ağustos 31, 2006

Zeynep Özata yazıyor, A. Selim Tuncer cevaplıyor, Şahin Tekgündüz de “hariçten gazel” okuyor!

Yaşadığı bir satın alma deneyimini anlattığı “Magic Bullet gerçekten de sihirliymiş…” başlıklı yazısında Zeynep Özata: “Acaba ağızdan ağza iletişim tek başına yeterli bir iletişim yöntemi mi? Yoksa ağızdan ağza yapılan iletişimin etkili olması için başka kanallardan yapılan iletişim ile desteklenmesi mi gerekiyor?” diye soruyor, A. Selim Tuncer, buna, “Pazarlama kantarının topuzu başımızda danklamadan!..” diye cevap veriyor, Şahin Tekgündüz de “hariçten gazel” okuyor.


Benim bu noktada fazla çene yormama gerek yok. A. Selim Tuncer ve Zeynep Özata’ya göz attıktan sonra Şahin Tekgündüz’ün yazısına Marketing Post’un yaptığı yorumu okuyun yeter.

Çarşamba, Ağustos 16, 2006

USP’ye kafayı takmışsın, ama belki de o işler senin bildiğin gibi değildir!

A. Selim Tuncer, Marketing Post’tan birkaç görsel taşıyarak “Bu reklamın yu-es-pi’si ne oluyor şimdi arkadaşlar?” başlıklı yazısında USP’ye (Unique Selling Proposition) takmış. Diyorum ki, “Sayın Selim Bey, atıp tutuyorsun, ama belki de bu işler senin bildiğin gibi değildir!”



Ben de buraya Farketing’teki bir postayı taşımak istiyorum:

Projen bu, hemen başla!

“İşte proje bu, hemen çalışmaya başla.” sözünü duyar duymaz, ne yapmaya başlıyorsunuz?

Çoğu zaman kendimi projelerin içerisine dalmış, gerekli dökümanları, gerekli süreçleri çalışırken buluyoruz. Oysa, başlangıç noktamız bu olmamalı. Farklı yöntemler olsa da başlamadan mutlaka yapılması gerekenler listesi olmalı.

Herhalde, ilklerden birisi USP’yi bulmaktır. USP: Unique selling proposition (Eşsiz satış teklifi). Müşteriye/kullanıcıya sunacağımız benzerlerinde bulunmayan eşsiz şey nedir? Bu sorunun cevabını bilmiyorsanız, boşuna çalışıyor olmanız büyük bir olasılıktır.

Belki de ürününüzün bir USP’si yoktur. O zaman zaten başaramayacağımız çok açık değil midir? Yöneticimize 'boşverelim' demenin tam zamanıdır.

Sizce, yeni bir proje/lansman için hazırlıklara gömülmeden başka neler yapmalıyız?

Salı, Ağustos 15, 2006

Protesto ediyor, alenen ve ilanen duyuruyorum!

Beni Pazarlama Blogları Karnavalı’na davet etmedikleri için protesto ediyorum ve davet edilene kadar da karnavalın linkini vermeyeceğimi alenen ve ilanen duyuruyorum.

Perşembe, Ağustos 10, 2006

Bu Molla Kasım acep, Şahin Tekgündüz m’ola?

Bir önceki postada bildirmiştim, Şahin Tekgündüz bazı bloglardaki dil ve imla özensizlikleriyle ilgili zehir zemberek bir yazı kaleme almış, bu yazıya A. Selim Tuncer, “Çocukların hevesi ve heyecanı kırılmasın!” anlamına gelecek bir yorum yapmıştı. Şimdi de bloğunda “Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme!” başlıklı bir yazı yazarak Yunus Emre-Molla Kasım söylencesini hatırlattı. Konuyla ilgisi var mıdır, çok emin değilim, ama ben bu Molla Kasım benzetmesinin sanki Şahin Tekgündüz için yapıldığı kuşkusuna kapıldım. Biliyorsunuz kuşkularım genelde doğru çıkar. Ne dersiniz?

Yok yok, değildir herhalde!

Salı, Ağustos 08, 2006

Bu kadarını ben bile yazamazdım!

Şahin Tekgündüz, Mah-zen isimli bloğunda, bazı pazarlama bloglarındaki dil derbederliğini yazmış. Haklı mı, haklı? Bu kadarını yazmaya ben bile cesaret edemezdim. Yaş avantajını kullanıyor olsa da “Helal olsun aksi ihtiyar!” demeden geçemeyeceğim.

Bu arada, tabii ki çok fazla olmasa da, ben de hem Şahin Tekgündüz’de hem de A. Selim Tuncer’de bazı imla yanlışları yakalıyorum. Yeri gelince bunları açıklayacağım. Hazır olsunlar.