Pazartesi, Temmuz 16, 2007

Yanında sarmısak bulundurmayı ihmal etme, çünkü bu gidişle Goebbels’in ruhu seni çarpacak!

Selim Bey, “Goebbels’in ruhu yakamızı bırakmıyor bir türlü!” yazısına karşı Zamane Sözlük’ün bir maddesinde kendisiyle ilgili olarak yer alan ağır ithamlar nedeniyle “CHP ile Hitler’in seçim afişlerindeki benzerlikler ya da hop diye bir sözlük maddesinin üstüne atlamak!” başlıklı bir yazı yazmıştı. Gerçi bu ithamlarda ben de katılmıyorum, ama tam Selim Bey’e “Koskoca seçim döneminde, bu kadar kampanya arasında bula bula takacak CHP’yi mi buldun yani?” diyecektim ki, bir yazı daha geldi: “Mehmet diye seslensem tam iki milyon üç yüz kırk altı bin dokuz yüz yirmi yedi kişi bana bakar!”


Buradan uyarıyorum, seçim kampanyalarıyla ilgili değerlendirmeler yapacaksan, mutlaka her partiye eşit mesafede olmalısın. Yoksa seni bir siyasi partinin adamı ilan ediverirler, sen de şaşırırsın. Bütün inandırıcılığın da uçar gider. Yanında da sarmısak bulundurmayı ihmal etme, çünkü bu gidişle Goebbels’in ruhu sonunda seni çarpacak!

Neyse, bunu kendisi düşünsün de, benim takıldığım başka bir konu var. Selim Bey’in son yazısında kullandığı görsel var ya, o bir DP ilanı... (Ben de yukarıda kullandım.) Önce Sinan Çetin’in Propaganda filminin afişi gibi ilanın üzerindeki dikenli tellerden falan rahatsız olmuştum. Solda Nazım Hikmet’vari bir şiir, sağda ise DP’nin bu şiire verdiği cevap yer alıyor. Şairin adı hiç dikkatimi çekmemişti, sonradan öğrendim ki, bu, DP reklamcısının babasına ait bir şiirmiş.

Çocuğunu ve karısını reklam filmlerinde oynatan reklamcılar görmüştüm de, babasının şiirini siyasi kampanyada kullananına rastlamamıştım. Gerçekten ilginç bir durum. Aynı reklamcı bir ara AKP’yle de görüşmeler yapıyordu. Bu durumda aynı şiiri onlara da mı hediye edecekti, yoksa AKP’ye uygun bir başka şiir mi bulacaktı?

Bu arada babası şair olmayan zavallı reklamcılar ne yapacaklar acaba?

Allah allah!

Hiç yorum yok: